(Bu yazı “Maarif-ül Bilad” = Memleketler Hakkında Bilgiler adlı Arapça ibareli kitaptan Türkçeye çevrilmiştir. Yazı Ahmet Tüzün Bey’in babası Mustafa Fehim Efendi’nin el yazması defterinden kopya edilmiştir.)

Ayntap: Noktasız ve üstün hareketli “Ayın”, sakin, yani harekesiz “Y”, ve üçüncü harf

olarak bir “N”, bundan sonra üstünde iki noktalı bir “T”, sonra “A”, ile tek noktalı bir “B” [1]

Güzel ve büyük bir beldedir. Kaya üzerine oturtulmuş bir kalesi vardır. Kalenin burçlarının hepsi beyaz ve metindir. Bu beldenin bostanları, bağları, nahirleri, ağaçları sayılamıyacak kadar çoktur. Şehir bu bağ ve bahçelerin ortasına oturtulmuştur. Yani çepeçevre ağaçlıktır.

Ayntab’ın meyvaları pek boldur. Hatta şehir halkından artar ve Halep’e götürülür satılır. Bu meyvalar: Üzüm, erik, elma, incas, zerdali, kayısı gibi şeylerdir.

Ayntab’ın büyük çarşıları ve pazarları vardır. Bu şehre çok tüccar ve misafir gelir.

Bizim zamanımızda şehirde 9 cami, 120 den fazla mescit, 20 hamam vardır. şehir, Halep’in sağında ve yakınındadır. Halep’e üç konaktır. Rum Kale’nin “Halfetinin” güneyindedir. Ve Rumkale’ye de 3 konak kadar uzaklıktadır. Behesna (Besni)’nın da güney doğusundadır.

Ayntap’da bir çok alim yetişmiştir. Mesela: Şeyh Ali-yül-Muînî, Fakıyh Mevlana Alaeddin, usul-i fıkıh alimi Şeyh Cibril, Furu-i fıkıh alimi: Şeyh Mikâil, Şeyh Zünnun [2], İbn İz-zahid-el Mâkuulî, Şeyh Hayrettin, Şeyh Carullah, Şeyh İlyas, Şeyh fakiyh Turmuş (Durmuş) ve başkaları gibi... Allah hepsine rahmet etsin. [3]

Ayntab halkından tefatürle sabittir ki, Ayntap’da hiç akrap olmaz. Bu şehirde akrabı gören bir kimse de yoktur. Hatta şöyle rivayet ederlerki, Ayntab’ın etrafındaki memleket halkı gelirler, Ayntapdan toprak alıp götürürler, evlerine serperlermiş ve akrablar kaybolurmuş.[4]

Ayntab şehri Efrenci (Frenk) Jucelin (Juslen)’in[5] elindeydi (Haçlı savaşlarda). Vaktaki Nurettin onu esir etti, öldürdü ve memleketlerini fethetti. Ayıntap’ın fethi de bu sırada oldu. Nurettin bura ahalisini toprak sahibi etti, burayı karargâh yaptı, zahire ve asker yığdı. Şehri güzelce imar etti, sonrada oğluna bıraktı.

Nurettin öldükten sonra burasını Tuğril-i Zahirî zahirin oğlu Melik Aziz Muhammet hesabına teslim aldı. Sonra Ayıntap’ı kardeşi Melik Salih Ahmet’e teslim ve onu buraya iskân etti. Melik Salih Ahmet kalede güzel evler bina ettirdi ve burçlardan birinde çok muhteşem bir köşk yaptırdı. Bu evleri ve köşkü som mermerler ve altın zinetlerle süsledi. Etrafı şehirde bir çok arsaları imar edip buralara çok çeşitli meyva ağaçları diktirdi. Memleket o kadar güzelleştiki o zaman Ayntab için (Küçük Şam) dendi ve halk için bahçeli evler yaptırılıp iskân edildi.

Ehlisalip muharebelerinde Ayıntap Müslümanlığın kalesi sayılırdı. Burada akrep yaşamaması da şehrin bu vasfına hamlolunurdu.)

Şakir S. YENER


[1] Arap harflerinde fonetik sesli harfle yazma usulü olmadığı için Maarifül Bilat müellifi Ayntab kelimesinin nasıl okunacağını bize bu açıklama ile tanımlatıyor.

[2] Yusuf oğlu Ahmet oğlu Zünnun Hanefi ülemasıdır. Hicrî 677 yılında vefat etmiştir. Maarife ait Arapça Besti manzumesine bir şehri ve fıkıh ilmine ait “Zahir” adlı Ebilleys mukaddemesine bir şerhi verdır. (Hediyetül Arifin Cilt 1, Sayfa 354).

[3] Buradaki şeyh kelimesinin hepisi büyük alim demektir.

[4] Bu rivayeti Antep şairlerinden İbni Baliy İbrahim Efendi de: Fî zikri Medinei Ayıntap başlıklı bir şiirine şu beyitlerle teyit ediyor.

[5] Jucelin (Juslen) : Haçlı seferler sırasında Edes (Urfa) kontu idi.