“Çiçekler, ey zemin pira çiçekler!

Benim gönlüm acep sizden ne bekler?”

Resmini gördüğünüz şu sanatkâr; ne yüksek bir mühendis, ne de yüksek bir mimar. O, diplomasız pratik bir doktor, müteassız bir çiçek ve ağaç doktoru ve operatörü.

Gülleri budar, aşılar, kokusuzları kokulu yapar. Ağaçlara kalem atar, meyvasızları meyvalı yapar. Çiçekleri çeşitli renk ve şekillere sokar. Bütün bitkilerin hastalıklarını tedavi eder: Neden sararıp soluyor? Yerinimi sevmedi? Bakımında mı kusur var? Gübre mi ister? Hangi cins gübreyi sever? Bunları arar bulur, ilacını verir, yeniden hayata kavuşturduğu bu çiçeklerle saksıları süsler.

Gaziantep’in bütün çiçek meraklıları; doktoru, avukatı, mimarı, mühendisi hep onu tanır. Elinde budam makası, belinde desteresi ev ev bahçe dolaşan çiçek aşıkı yetmişbeşlik bu delikanlıyı kim tanımaz ki?

Ahmet Tan maliyecilikten emekli. Paraya ihtiyacı yok. Hizmeti için kimseden beş para istemez. Çiçek meraklısı bütün aileler onu kendi aile fertlerinden sayarlar. Çok zorluyan olursa bir öğle ziyafeti kabul eder. Tok gönüllüdür, midesi için değil çok sevdiği çiçekleri için uğraşır. Onları gezip görmek, doya doya temaşa etmek en büyük zevkidir.

Bir şair: “Üç şey kalbe cila verir:

Su, yeşillik, güzel yüz.” diyor. Arılara bal, şairlere ilham, melul gönüllere neş’e veren çiçeklere hizmet etmekle Ahmet Tan insanlara da en büyük hizmeti yapmış oluyor.

Molla Ahmet, çok da nüktedandır. Çiçeklere bakarken hoş fıkralar anlatır, güzel şiirler okur. En çok şu Farsça beyiti tekrarlar:

“Her kiyâh ez zemin mî rûyed

Vah de hû lâ şerîke leh gûyet„

Türkçesi: “Her ot, her bitki ki yerden biter. (Birdir. Benzeri, ortağı yoktur.) diye Allah’ı zikreder.”

Ahmet efendi, bu beyiti sık sık okumakla, çiçeklere hizmet etmenin de bir ibadet olduğunu anlatmak ister. Çünkü, çiçek ve ağaç bakımı Müslümanlığın da bir emridir.

Bizdeki yazarların çoğu zaman şairleri, bilim adamlarını, kahramanları yazarlar da bir çiçek uzmanını yazmak, tanıtmak kafalarına az eser. Halbuki çiçekler her bıranştaki insanlara enerji aşılıyan bir varlıktır. Çiçek terbiyecileri de insanlara en büyük pedagoklar kadar hizmet ediyorlar demektir.

Gaziantep’te her meslekte mütehassıs bir çok insan var, fakat ikinci bir Ahmet Tan yoktur. Ona uzun ömürler diler, bana bu yazı konusunu ilham eden çiçeksever Kâmil Yetkin’e de teşekkür ederim.

Şakir Sabri YENER