BU YAZIMI 52 SENE KÖTÜRÜM YAŞAYAN ABLAMA İTHAF EDİYORUM…

Çünkü Antep savaşının anılarını, türkülerini, beşiğimde onun yanık sesinden dinleyerek hayata gözlerimi açtım.

Antep savaşı bitmiş fakat harp sonu tablosu bütün açıklığıyle gözler önündeydi. Barut kokuları henüz çekilmişti.

Kozanlı, Akyol semti baştanbaşa harabe halinde. Çınarlı, Akyol camileri yaralı birer kartal gibi kısmen ayakta hiçbir bina duvarı yokki mermi ve şarapnel parçaları ile delik deşik olmasın.

Anadolumuz bölge bölge müstevli devletlere taksim edilmiş, Antep ve havalisi evvela İngilizlere birkaç ay sonra da Fransızlara peşkeş çekilmişti. Bunları kovacak ne bir ordu ne de bunlara karşı koyacak bir kuvvet yoktu. Yolda annesi ile giden küçük Kâmil sarhoş Fransız devriyeleri tarafından şehit edilmiş, annesine sarkıntılık yapılmıştı. Bu haber şehirde bomba gibi patlamıştı, sinirler yay gibi gerilmiş, esaret görmemiş Antepli’nin beynine şimşekler çakmıştı. Bir ses çınladı kulaklarda:

Düşman çiğnerse kadını kızı

Türklüğün kalbine dolmazmı sızı?

Komayın Antebe şu Fransızı

Sönmesin Türklüğün parlak yıldızı

Düşmanın maksadı dini kaldırmak

O güzel camilerde çanlar çaldırmak

Göstermesin onu Kadiri mutlak

Sönmesin vatanın aziz yıldızı.

Evet bu ses arşü alayı titretmiş, bir an korkunç bir sessizlik olmuştu. Kati karar verilmişti. Ne pahasına olursa olsun Antep kurtarılacaktı. Ya istiklâl ya ölüm!

Semt semt çeteler gurubu teşkil ediliyor planlar hazırlanıyordu. Birkaç gün içinde muazzam bir çete ordusu kurulmuştu. Bu şerefli göreve kahramanlar yıldırım hızıyla koşuyorlardı.

Karısının avadanlıklarını, gelinlik kızının cehizini kışlık zahiresini satarak, tüfek cephane alan baba yiğitler, soluğu semt reislerinin yanında alıyorlardı.

Kafkas cephesinden, Yemen çöllerinden, Çanakkale savaşından dönen yorgun gazilerde evinde istirahat etmeden çete arkadaşlarına katılıyorlardı.

Herkese bir acele, o mübarek kazaya katılmak arzusu.

Düşte gördüm şafak kana büründü

Sancağıma şehit kanı sürüldü

Ver silahı annem bana sefer göründü

Benim çoktan beklediğim bugündü

Analar Babalar bu feryada haklı cevabı veriyorlardı:

Al oğlum al silahı bakma ardına

Yolların uzaktır kavuş orduna

Al bayraktır yazılı Kur’an

Altına toplanmış müslüman olan

Dinine bağlı, hür yaşamaya alışmış bir millet başka ne düşünebilirdi?

Düşmana haber yollamıştı, ya çekilip gitsinler yahut son nefesimize kadar çarpışacağız başka şart istemiyoruz.

Düşman cevap vermişti, “Kayıtsız şartsız teslim olunuz., ve kabul ettiğinizi kaleye beyaz bayrak çekerek gösteriniz” Bu haber babayiğitleri aslanlar gibi kükretmiş, ertesi gün kaleye bayrak çekilmişti, ama ay yıldızlı kırmızı bayrak.

Korkunç bir savaş başlamıştı. Kat kat üstün techizatlı düşman, şehrin üstüne on bir ay ölüm yağdırdı. Taş taş üstünde kalmadı.

Acı çekirdek ekmeği ile o Antep müdafileri karış karış şehri müdafaa etmişler, Kartal sürüleri gibi saldırmışlar, on binlerce kadın çoluk çocuk sayısız ustalar güneş ışığı görmemiş mağaralarda, sonsuz sefalet içinde savaşan müdafilere cephane ve yiyecek hazırlamışlardı. Bu asil hareket düşman kumandanın gözünü yaşartmış “tıpkı Verdün” dedirtmişti.

Altı bin şehit, sayısız sakat, sayısız gazileri bırakarak düşman çekilmişti. Antep Anteplilerin olmuştu Gazi ünvanı ile alınları dimdik Ankaraya bağlanmıştı Gaziantep.

Atına binmiş elinde dizgin

Olduğu cephede hiç vermez bozgun

Çeteler içinde yılanım azgın

Vurun Türk uşağı namus günüdür

Şahini sorarsan 30 yaşında

Süngü ile delinmiş köprü başında

Çeteler toplanmış ağlar başında

Uyan şahin uyan uyanmaz mısın?

Diz çöküp düşmana dayanmaz mısın?

Ağıtları gönüllere yerleşmiş, çocuklara ninni olmuştur.

İşte bize bu hür toprakları kazandıran müdafilerden bugün elde kalan 260 yadigardır. En genci 70 yaşının üstünde olan bu asiller basık mütevazi evlerinde o günün anıları ile çile dolduruyorlar. Kimseden bir şey beklemiyorlar, yurt için yaptıkları kahramanlıklar en büyük gıdalarıdır.

Bu örnek davranışları nesilden nesile sönmeyecektir. Fakat bu millet asla nankör değildir. Onları asla unutmayacak onlara layık olduğu değeri vermekte devam edecektir. Yardımlarda yarışa girdiklerine inanıyoruz.

Her gün adetleri gittikçe azalan, ey yardıma muhtaç müdafiler! selam sizlere.