Özgeçmiş

Rıza Rit’in kardeşi Hilmi Rit, Türk Musıkisi’nde virtuozite düzeyinde sanat icra eden ender kanunîlerdendir. 30 Eylül 1930’da Istanbul’da doğmuş ve aynı şehirde 18 Eylül 2009 tarihinde vefat etmiştir. Ankara ve Istanbul Radyosu’nda, İstanbul Belediye Konservatuarı Türk Mûsıkîsi İcrâ Heyeti’nde görev yapmıştır. Bir müddet Mesut Cemil ve Cevdet Çağla ile birlikte Bağdat Konservatuarı’nda da ders verdi.  Münir Nurettin Selçuk’un yönetiminde sayısız plak ve konser çalışmasına katılan Hilmi Rit, gazino icrasının zirveye ulaştığı 1960-1980 yılları arasında başta Zeki Müren olmak üzere önde gelen icracılara eşlik etmiştir. Temiz, parlak ve ajilitesi yüksek icrasıyla temayüz eden Hilmi Rit, Ahmet Yatman’ı örnek almakla[1] birlikte kendine özgü akademik ve artistik bir icra karakteristiğine erişmiştir.

 

Bu dönemin saz ve ses sanatçılarının ayırıcı özelliği; radyoda, klasik ve geneleksel mecralarda ve piyasada sanat icra etmelerine rağmen, her bir mecranın hususiyetini ayrı ayrı gözetmektir. Bu bağlamda Hilmi Rit de, İcra Heyeti ve Radyo icralarında, geleneğe sıkı sıkıya bağlı kalmış, artistik meziyetlerini geleneksel çerçeveyle ustalıkla bağdaştırmıştır. Ses Mecmuası’nda ve Milliyet Gazetesi’nde Türk Musıkisi yazıları kaleme almıştır. Koleksiyoncu ve arşivcidir. Fransa’da yaptığı stüdyo kayıtları “Decouvrez la Turquie”  ve “Hilmi Rit and son Kanun” adlı plaklarda yayınlanmıştır.

 

Hilmi Rit’in sanat çizgisini ele alırken Kanuni Hacı Arif Bey’in kanuna mandalı uyarlamasını izleyen dönemi geniş bir perspektiften incelemek gerekir. Bu dönemin iz bırakan ilk icracısı, neredeyse tüm sanatçılık karakteristiği artistik parmak ve mandal hareketlerine göre tanımlanan Ahmet Yatman’dır. Batı Müziği’nin izdüşümlerini icraya yansıtan Hasan Ferit Alnar ekolünün (takipçileri Ruhi Ayangil, İhsan Özer, Günay Çelik, Safinaz Rizeli), sonradan ayrı ayrı her biri kendisine özgü klasik icrayı özümseyen ve üsluplaştıran Cüneyt Kosal’ın (takipçisi Hacer Tısoğlu), Nevzat Sumer ve Erol Deran ekolünün (takipçileri Taner Sayacıoğlu, Serap Çağlayan) aynasından bakıldığında Yatman ekolünü; Ankara’da Nuri Şenneyli’nin, Istanbul’da piyasa çevrelerinde İsmail Şençalar başta olmak üzere sayısız kanunînin, radyoda ise Hilmi Rit’in, Fikret Kutluğ’un, Hüsnü Anıl’ın, Bertan Üsküdarlı’nın, Necati Yıldızdoğan'ın ve Ahmet Meter'in[2] izlediği kaydedilebilir.

 

Bu eksende Hilmi Rit, Ahmet Yatman’ın üslubunu klasik musıkî icrasına uyarlamıştır. Yatman’ın kayıtsız şartsız, dur durak bilmeyen, birbirini izleyen  musıki cümlelerini özümseyen Hilmi Rit’in musıki cümlelerinin makam ve gelenek kalıbına; akademik icraya daha yatkın olduğu düşüncesindeyiz. Yatman gibi gerçek bir virtuozun ve piyasa yıldızının aksine Hilmi Rit’te, yoğun piyasa icrası; akademik icradan sapmaya yol açmamış; bilakis Yatman üslubunun akademik icraya yansıtılması için bir kanal vazifesini görmüştür.  Hilmi Rit’in plak kaydında yer alan artistik piyasa icrası radyo kayıtlarıyla karşılaştırıldığında, sanatçının akademik icra ile piyasa icrasını ayrı tutmayı başardığı gözlemlenmektedir. Bugünlerde icranın yozlaşmasına yol açan temel sorunlardan biri, bu ayrımın gözetilmemesi, klasik üslubun ve radyo üslubunun zahmetsizce terk edilebilmesidir.

 

Kaynak: rizarit.com

Yazılar