Münif Paşa’ya ait ve ilceî hayatımızı ilgilendiren üç yazı neşrediyoruz. Bunlardan birisi (Mecmuaı Fünun) nun kapanması münasebetile Münif Paşa tarafından Abdülhamide yazılan bir mektuptur. Mecmuaı Fününun kapanmasına sebep 1300 Rebi-ülevve linde çıkan Mecmuaı Fünunun 31 inci sahifesindeki (Bir Yıldız böceğ ile bir yolcu) fıkrasıdır. Ehemmiyetine binaen bu fıkrayı aynen neşrediyoruz:

(Bir yolcu bir karanlık gecede kırda giderken yolunu şaşırmış olduğu halde uzaktan bir Yıldızböceği gördü. Bunu fenerli bir adam zannedüp arkasından gitti ve nihayet bir bataklığa düştü.

Herif pek münfail olarak Böceğe itap etmeğe başlayup Allah müstahakkını versün sen beni niçin böyle fena yerlere getirdin dedikte “Böcek”

- Sana benim ardım sıra gel deyen oldu?

Deyu cevap verdi.

Başına bir felaket geldiği vakıt anı daima başkasından ilme elbet senin kusurundur.

(Her ne gelürse sana senden gelür Sen anı zannetme ki benden gelür.)

Bu fıkra üzerine mecmua kapatılınca Münif Paşa Sultan Hamide bu neşrettiğimiz mektubu yazmış fakat mecmuanın tekrar intişarına müsaade edilmemiştir.

İkinci yazı 2 Zilkade 1287 tarihinde(Encümeni ülfet) de Cemiyeti Edebiye teşkilinde azaya söylenen bir nutuktur.

Üçüncü yazı ise (Cemiyeti İlmiyenin) ne suretle yaşayabileceğini gösteren bir muhtıradır ki bu cemiyetin reisi Sami Paşaya hitaben yazılmıştır. Bizde te’if ve tercümenin şuurlu bir başlagıcını gösteren bu yazılar, yakın maarif tarihimiz için kıymetli birer vesika mahiyerindedirler.

Mecmuaı Fünunun kapanması münasebetile Münif Paşa tarafından Sultan Abdülhamide yazılan mektup

Mecmuada mizacı mehasin imtizacı şahanelerine mugayir olan her ne ise haşa sui niyyet ve kasta makrun olmayup mücerret gaflet ve ademi dikkatten naşi olduğunu temin ve nasıl istenilürse yemin ederim. Teftiş memurlarının bundan zühul etmeleri dahi mazereti çakeranemi müeyyettir.

İsnat buyurulan sui niyeti ben kimse hakkında tecviz etmem, Bahusus çırağgerdesi ve ihsandidesi olduğu1m bir Padişahı Şevketpenâh hakkında küfür addederim.

Remiz ve ibham tarikile beyanı efkâr etmek hiç âdeti değildir. Mukaddema dört beş sene mütevaliyen çıkarmış olduğu:

Mecmuaı Fünunda bu kabilden bir kelime görülmemiştir. Kullan mütaleatı kasıranemi iktiza ettiği vakit açıktan açığa söylerim, iyi yahut fena her ne ise bu yolda cesaretim nezdi hümayunda dahi sabit zannederim. Öyle meramı gizli bir tarik ile ifade etmek münafık ve sureti siretine gayri muvafık olan adamlara mahsustur. Ben acizane hiçbir vakıt bu sıfatı mezmumeyi kabul etmem.

Herne ise badema maraz ve ferahi Hazreti Padişahi serimu inhiraf olunmamak euzzü amal ubeydanemdir.

Müderecatı itimat Şahaneye mazhar olan bir zat marifetile kablettabi mütalea ve tetkik ettirildiği halde bu müşkülata hiç mahal kalmaz.

Hulasa mecmua hakkında ittihaz buyrulan kararı alinin tadiline af ve inayeti padişahinin şayah buyrulmasını istirham ederim. Fakat bu teşebbüs ve tazarrudan asıl muradım şu münasebetle duçar olduğum sui zanban dolayı beyanı teessüfle beraber hakkı naçizanemede hüsnü nazarı kimyaeseri şehriyarilerinin devam ve istikraridir. Olbapta ve katıbaı ahvalde emrü ferman ve lûtfu ihsan Şevketlıi Kerametlû veliinimet biminnetimiz Efendimiz Hazretlerinindir.

Yazan: Hikmet Turhan DAĞLIOĞLU