Hınzır yaylası, bölgenin en sıhhi yaylalarındandır. On iki parçalı siyah renkli çadırlar her tarafa serpilmiş, her biri önüne ya bir membaı yahut bir arkı almış. Etrafı yeşilin pençesinde. Kayalar artık, İnsana haşin değil, sevimli görünmektedirler. Kara çadırların içeresinin döşendikleri, birbirine benzer Çadırın ortasında hafif bir yükseklik var. Bunun üstüne, evvela yataklar, boylama iki kat edilerek sıralanmış... Üzerine, ayni biçime uyularak yorganlar dizilir. Bu yatak, yorganlar çadırın aynası, bunların sayısı İse servetin ölçüsüdür. Orta direklerin her birinde üçken şeklindeki bir kumaştan yapılmış, üzeri boncukla şekillendirilmiş birer arma bulunur, köye dönerken hayvanların alınlarına bağlanırlarmış. Çadırın sol yanında tuluk İçinde ayran, tereyağ ve çöllük dedikleri çökelek, birkaç kap kacak; sağ yanda üç taştan yapılmış ocak ile arkaları elli santimetre yüksekliğindeki harçsız duvara dayatılmış kara kazanlar, harçsız du­vara dayatılmış kara kazanlar, kara tava ve uzun saplı bakır taslar, yatakların sağında, solunda birkaç iri kabak ve karpuz bulunur. Zengininki ile fakirin ki arasında nelik farkı yok, derece farkı vardır.

Su membalarını (kaynaklarını) ekseriya dere kenarlarında, yamaçlarda veya düzlüklerde görülür. Her şeyin istisnalaştığı bu yerlerde, sularda bu ahenge ayak uydurmuştur. Kayalık dağın zirvesine yakın üç yerde üç kayaak bulunmakta. Her biri bir cevizi önüne almış… Yer başka arazi başka fakat su, aynı: İçerisine el sokulmayacak kadar soğuk, içimine doyulamayacak kadar lezzetli, bitirilemeyecek kadar devamlı, her haşin dağın zirvesinde bulunamayacak kadar kıymetli. Su içerisine atılan üzümleri karpuzları çatlatırken, sizde, gövdesi birkaç kere oyulmuş çok muazzam çam ağacı ile, en az onun dörtte bir yaşındaki torununun gövdesine sığınırsınız. Bir anda bulu ağaç, sizi derin düşüncelerin dehlizlerine terk eder. İslâhiye’nin bu verimli yaylaları her sene yurdun her tarafına hatta Suriye’ye binlerce kasaplık hayvan, peynir, yağ, kıl ve yapağı sevk eder. Memleketine binlerce liralık döviz sağlar. 1962 yılında Suriye’ye 103 milyon liralık hayvan satılmış ve bu gelir Hınzır yaylası besiciliğine faydalar sağlamıştır.