10-11-1943 Günü Aziz Atatürk’ün ölümünün 5 inci yıldönümü münasebetile evimizin salonunda bir tören yapılmıştır. Salonu derin bir matem sükûtu kaplamıştı. Yaslı kalbler için için ağlayor, yaşlı gözler ise uzun bir san’at zevkinin bütün inceliklerile Kız enstitüsü öğretmenleri tarafından çiçeklenerek hazırlanmış olan rahmetli Ata’nın büstüne dikilmiş onu seyrediyordu.

Sayın valimiz Bürhanettin Tek’rin töreni açış nutkundan ve beş dakika ayakta ihtiram sükûtundan sonra Bekir Elamın nutk ve Millî Şefimizin Atatürk hakkında millete irat buyurduğu yüksek ve kıymetli şaheser beyannamesi dinlenmiştir.

Halkevimizi yine ilkkânun ayı içinde Büyük vatan şairi Namık Kemal’in ölümünün yıldönümü törenini salonda çok kalabalık dinleyicilerle yapmıştır. Bu törende Sabri Güzel, Bekir Elam, Fethi duyar söz söylemişlerdir.

Evimizde iki ay içinde iki nişan töreni ile bir âile toplantısı yapılmıştır, Evimizde üç defa koro yapılmış, iktisat ve tasarruf hakkında konferanslar verilmiştir. Evimiz gençleri bu müddet zarfında “Yapışkanlar, Kanun adamı, İnsan sarrafı, Kahraman, Hastalık hastası, Yanlış yol piyeslerini her türlü takdirin üstünde bir başarı ile temsil etmişlerdir. Bu iki ay zarfında evimiz kütüphanesi binlerce okuyucuyu faydalandırmıştır. Adana müzesine gönderilmiş olan Şer’î mahkeme sicillerinin burada da müze tesis edileceği cihetle mahallinde ipkası için teşebbüsler yapılmış ise de ipka emri verilmeden evvel nakledilmiş olduğu cihetle keyfiyet merciine tekrar yazılmış olup yakında şehrimizde tesis edilecek olan müzeye nakledilmesi kararlaştırılmıştır.

KURTULUŞ GÜNÜ

25 12 943 günü bütün Türk milletinin Gaziantep önünde hürmet ve takdir ile iğilmesi lâzımgelen bir gündü. Çünkü yetmiş bin top mermisi yiyerek altı bin şehit kanı pahasına mal olan Gazi yurt kurtuluşunun yirmi ikinci yıldönüm günü kutlulanacaktı. Gazi yurdumuz harp tekniğinin yarattığı en yeni silâhlarla mücehhez bir orduya karşı her türlü engeli yenerek, kadın, erkek genç, yaşlı, çoluk çocuk bütün evlâtlarının harekete geçmesile ve el birliği yapmasile yurt müdafaasının nasıl imkan altına alınabileceğini ve nasıl harikalar yaratılabileceğini bugün isbat etmiştir. Bu töree iştirak eden büyük küçük şu destanı hatırlıyor gibiydi:

(Dün bütün varlığını ortaya koyarak Atatürk’ün elinde ve emrinde bütün cephelerde vuruşmuş, yurdun istiklâlini kurtarmış ve memleketten düşmanı koğmuş olan Gaziantepliler bugün de büyük başbuğ Millî şefimizin işaret ettiği istikametlere göre yurdun herhangi bir tehlikeye uğraması halinde onu çelikleşmiş bir kudret, yüksek bir fedakârlıkla koruyacak ve Cumhuriyete uzanan elleri koparacaktır.)

(O yurt müdafaası sıralarında, Gazi yurdun kahraman evlâtları yanmış yıkılmış evlerinin enkazını kendilerine nasıl siper yaptılarsa, on kişi nasıl bir tüfeği bekledilerse, birinin şehadeti üzerine hemen obiri nasıl otekinin töfeğini yakaladıysa, topların tankların hücumuna karşı nasıl delik deşik göğüslerini siper yaparak kazandıkları şerefli meviî nasıl kimseye vermedilerse bugün de o kahramanlıkları yapanların mirasçılar ve evlatları olduklarını bilfiil isbat edeceklerdir.)

(Büyük Türk inkılabının temiz kucağında gelişmiş olan Türk gençliğinin büyük Başbuğ Millî Şef İnönü’ne içten bağlı bir varlık olarak yaşatılması ve Gazi yurt kurtuluşunun kahramanlıklarını gelecek nesillere geçirecek bir kabiliyette yetiştirilmesi yurt vazifelerimizin başındadır.) İşte bu destanı bütün tabiat tekrarlayordu. Bugünün sabahında ılık bir güneş fışkırırken kalpleri, damarları ısıtıyordu. Serin bir rüzgâr bu destanları okurken civardan bu büyük günü kutlamak için gelen misafirler ufukları çınlatan davulların ahengini seyrediyor, sokakları dolduran kümelerin heyecanlı neşesine katılıyorlardı. Havanın dalgaları: (Yaraşır şanına unvanların en müntehabi öpüyor dalgalanan nurunu Gazi lekabi) marşı ile çalkalanırken kahraman ordumuzun kahraman subay ve erleri, kanatlı atlıları, onbinlerce halkın alkışları arasında şehre giriyorlardı. Törende irad edilen nutuk baş yazı olarak aynen neşredilmiş olup son okunan Sabri Güzel’in şiirini de dercediyoruz:

YAŞAYAN YURT

I

Bir mabetin türklüğe tapınanın doludur,

Mihrabının kıblesi Büyük Anadoludur.

En kuytu bir bağında bir karış toprağında

Var fikre kuvvet veren mefkurevi bir gıda

Her türlü nimetinle dillere destan oldun,

Bediî manzaranla şan dünyasına doldun.

“Nurvana”n baştan başa şiir, sevda ve nurdur,

Gümüş çağlayanların elemleri uyutur.

“Kavaklık”ın otları koklaşırken baharla,

“Batal hüyük” anlaşır “Dülük” ü basan karla.

O karların üstünde mani söyler Köroğlu,

Tanburası elinde gözetliyerek yolu.

Bu yerlerde ağaçlar yirmi yıldır yas tutar,

“Sarı güllük” açarss kırmızı bir rengi var.

Alleben sularının terennümü hazindir,

İşğal devrine ai her taşı bir enindir.

Ey saf şelalesile çağlayan inci kevser,

Temiz ve hür havanda mis kokuları tüter,

Ey bülbüller yuvası, mor sünbüllü gül toprak,

Ne mutludur obanda bir Gazi asker olmak.

II

Şimdi demirden bir el şuur saçan bir emel,

Kurmağa başlamıştı kurtuluşuna temel.

Yüce dağlar üstünde on ay koştu uğraştı,

Ölümle pençeleşti ne istikhamlar aştı.

Topun tüfeğin yoktu dayandın güzel belde,

Alayları kaçırdın bir hançerinle elde.

Bu hançer varlığını huzurunu kazandı,

Çelik sahifelere tarihini yazandı.

Toprak siperler,ne “Türk verdünü” dedirtti.

Vahşet kusan düşmana karşı durdu harbetti.

Fakat düşman ne yaman bir düşmandı bilseniz,

Bir avuç kahramanı kapladı gömgük deniz.

İstila bir kudurmuş canavardan akurdu,

Alev saçan topları on ay uludu durdu.

Saklıyoruz o yüksek mermer konaklarına,

Yaptığı fenalığın kinini biz yarına.

Şahinlerin bakıyor sanıyorum semadan,

Bağrımı deldin aman ah şehit Karayılanç

Tuba ağaçlarını kesip, yakıp, yıktılar,

Gebe kadın karnını süngülere taktılar

Ağza kilit vurdular, ayaklara pranğa

Mefkureyi mezara sokar mı yüzbin manğa

Mefkure kıtasından korkar bütün alaylar,

O, bir tahta çıkarsa altüst olur saraylar.

Türkün demir bileği engeli devirendi,

Nasıl ve nerde olsa maksadına erendi.

Mahpeslere sığmadın hürüm diye bağırdın,

Parlak menakibinle sen cihandan ağırdın

Anadolu harb için sen büyük bir ümittin,

Zincirini kırdın da Türklüğü memnun ettin.

III

Ecdadının saf kanı kaynadı saf kanında,

Kanındaki hür alev dolaştı hür alnında.

Muhasaran başladı nerde gezerdi buğda,

Çekirdek ekmeğinde buldun mukavvi gıda.

Ekmeğine kanına zihir katan o kansız,

Zihirlendi eliyle kalmadı bir Fransız

Senin asil ruhunda parıldayan alevler,

Yangınlara saldırdı şahit şu harap evler.

Kadın, çocuk, ihtiyar, hasta, sakat çıkardın,

Türklüğün, Türkiyenin namusunu kurtardın.

İstiklâl heykeline çelikten bir eldin ki,

Yaptığın hizmetlerle o kadar yükseldin ki.

Ailece toplanıp kavğaya girişleri,

Gürbüz yiğitlerinin gösterdiği işleri.

Ahfade antacak şehnameler yazılsa,

Altın taşlar üstüne kitabeler kazılsa.

Büyük ğazan önünde hepsi de küçük kalır,

O gecenin yıldızı güneşlerden nur alır.

İşte ben de küçüldüm tarihin huzurunda,

Türklüğün eşiğinden haykırdığım bu nida.

Millî heyecanımın şaşkın ifadesidir,

Mabedimiz her boğuk yorgun sese ses verir.

Sabri GÜZEL

KAYSERİ’DE GAZİANTEP KURTULUŞ TÖRENİ

Gazi yurdumuzun kurtuluşuna raslıyan günde Kayseride de bi tören yapılmış ve kurtuluş günümüz parlak bir surette kutlanmıştır. Törende bir çok hatipler söz söylemiş ve büyük günün önemini tebarüz ettirmiş ve işğal senelerine ait hatıralarını anlatmışlardır. Törenden sonra davetlilere zarf içerisinde birer miktar Antep fıstığı ikram edilmiş ve toplantıya son verilmiştir. Fıstığın ikram edildiği zarf üzerinde kurtuluşa ait yazılar vardı.

Kurtuluş günü münasebetile Kayseri Belediye reisi ile şehrimiz belediye reisi arasında taati edilen telğrafları aynen dercediyoruz

Hamdi Kutlar

Belediye reisi

Gaziantep

Göz yaşlarımla ayni zamanda sevinçlerle Gaziantebimizin mücadelesini, harikasına, Anadolu mücadelesini andık. İlle böyle günlerde bu iki büyük belde ve bunların yiğit hemşireleri birbirlerini ne kadar iyi anlayorlar nasıl birbirlerini bağırlarına basıyorlar. Size en civanmert hemşehrilerimiz Gaziantebin benim ve bütün hemşehrilerimizin yürekten sevgilerini öz saygılarımla sunarım.

Kayseri Belediye reisi

Emin Molo

Beledire reisi

Kayseri

Şehrimizin kurtuluş bayramı münasebetiyle gönderilen samimi alâkadan dolayı teşekkür eder sonsuz hürmetlerimi arz ederim.

Belediye reisi

Hamdi Kutlar