(Bu yemek, Atatürk ve Mareşal Fevzi Çakmak’ın Şehrimizi ayrı ayrı teşriflerinde pişirilmiştir. Bu zatlar çorbayı çok beğenmiş olduklarından tarifini almışlardır.)

Yapılışı: Buğdayın kabuğu kavlatılırsa buna düğme denir. İşte bu düğmeden günün icabına güre bir miktar düğme düdüklü tencerede kaynatılır. Düdüklü tencerenin düdüğü çaldıktan sonra tam yarım saat kaynatılır. Sonra indirilir.

Tencere iyice soğuduktan sonra kapağı açılır. Ve iyi pişmiş olan düğme parça, parça süzgece konarak süzgeçten geçirilir. Bu süzgecin altına geçen düğmenin üzüdür.

Öz çorbası ya et suyu ile veyahut, tavuk veya hindi suyu ile hazırlandığı için evvelce pişirilmiş hindi veya tavuk suyu alınır Biraz yanmakta olan yağın içerisine münasip bir miktar salça konur yanmakta olan yağın içinde ezilir ve salça da kavrulmuş olur.

İşte bu salçalı yağ Kindi veya tavuk suyunun içine karıştırılır. Süzgeçten geçirilen üz ise bu suyun içine konarak karıştırılır. Ve yarım saat ateşte kaynamaya terkedilir. Fakat bu arada ufaltılmış tavuk veya hindi eti de bu kaynayan çorbaya ilave edilir.

Bundan başka evvelce bez bir torba da süzülmüş olan miktarı kâfi yoğurt ise ayrı bir kapta kaynatılarak çorbanın içine, karıştırılır ve bu suretle ile beş on dakika daha yoğurt içinde kaynatılır.

Üzerine tavuk veya hindi etinin kaynadığı zaman alınan salçalı yağ çorbanın üzerine gezdirilir. Ve birazda karabiber ilave edilir. Ve işte bu şekilde Antep’e has üz çorbası hazırlanmış olur.

Not: Ekseriya ufaltılmış etlerle birlikte iç kabuğundan kavlatılmış ve iki parçaya ayrılmış fıstık şöyle tek bir avuç kadar da fıstık ilâve edilir.