Daha dün denecek kadar yakınımızdan sessizce ayrılan meşhur Rüştü hocayı unutmamak lazımdır. Çünkü o bu memlekette kültür alanında ve bilhassa matbaa, gazetecilik sahasında yenilikler yapmıştı. Bu memleketin Gazetecilik hayatı, matbaacılık hayatı ona çok şeyler borçludur. O, bu memlekete ilk küçücük matbaasını getirip ufacık gazetesini (O zaman ufak bir ajans haberleri veren bir gazete) çıkarmaya başladığı vakit, başındaki kocaman sarığına bu işi yakıştıramayan yobazlar ona utanmadan "Gavur” kelimesini savurmuşlardı. Fakat o yılmamıştı. Onların sözlerini ağızlarında koymak için sarığını başından atmış, yeniliğin önüne düşmüş, bu memleketin kültür alanının temelini atmaya başlamıştı. Biz şimdilik ufacık dergimizin müsaadesi nispetinde onun hazineler değerindeki yazı ve hatıralarını peyder pey neşre başlayacağız. Yalınız şimdilik bu sayımızda onun el yazısı ile yazılmış bir şiirini neşrediyoruz. Hocamızın bu vesile ile Gavur olmadığını, herkese anlatmakla dünkü cehaletin ne derecelere kadar bu memlekete zararlı olduğunu göstermek istiyoruz.

Şiir:

Yakamdan tuttu Azrail götürdü semti ûkbaya

Eşimden, yoldaşımdan, ayrı düştüm hemde bivaya

Alâkam kat’edip ayrılmak istedim bu alemden

Ne çare vermedi fırsat felek bu bahtı karaya

Ömür verdim çalıştım, yıllar, aylar cem’i mal ettim

Götürmek istedim bir az gizli cebimde sermaye

Kefende cep dikilmezmiş, götürsem orda geçmezmiş

Soğuklarda, sıcaklarda didişmekten nedir gaye

Gözüm yumdum cihana bakmadım bu kâinat içre

Gece zulmatlarında parlayan yıldız ile aya

Tenimden ayrılan Ruhum ûrûe etti semavata

Oda yükselmek isterdi zeminden arşı alaya

Bu dünya çirkefin güya temizletmek için ahbap

Götürüp verdiler naşım sabunla lifle mullaya

Yaran yoldaş birikti istemekçin tanrıdan rahmet

Tabutum aldı dört hamal götürdüler musallaya

Götürdüler vucudum, attılar bir yaş çukur kabre

Döküldü etlerim kaldı kemikler döndüler naye

Huzuru Hazreti Allaha vardım arzu hal ettim

Dedim aciz günahkârım sığındım yüce mevlaya

Zaifim natuvanım bikesim Yarabbi senden rahmet

Ulaşmazsa senin affın; düşerim kââri gâyyaya

Buyurdu Ayet: Lataknetu var kesme ümmidim

Günahın affedip aldım seni cenabı me’vaya

Cehalet ve taassubun aldandığına dair ne güzel bir misal değil mi?

(Devamı var)

Hocanın el yazılarını ve hatıralarını peyderpey neşre devam edeceğiz.

(Dünün Gavur Hoca dedikleri hocanın iki fotoğrafı)