(Geçen sayıdan devam)

-gın, Halaf çanak çömleklerini ihtiva eder.

Bakır devri çanak çömlekleri Hummanız höyükte, yine Gaziantep kalesinde, civardaki birçok Hüyüklerde bulunur. Gaziantep Müzesinde bu devre ait mühürler vardır. Bundan sonra Anadolu tarihi Etilerin bıraktığı yazılı kaynaklara dayanır. Bölgenin tarihi kültür bakımından bazı farklar gösterirse de siyasi cereyanlar bakımından bütün tarihi hadiseler birlikte bir kül halinde mütalaa edilmek icap eder. Gaziantep ilinin tarihî devirlerine gelince Sakçagözünde 1947’de yapılan kazı tabakalarında Sargon cağına ait buluntular olduğu kazıların neşriyatından anlaşılıyor. Şu hâlde bu bölge ikinci bin yılları başında Akatların tesiri sahasındadır.

Asur ticaret kolonisi devrinde daha emin yol olarak tüccarlar kuzey yolundan ziyade, birtakım kolaylıklarından dolayı güney yolunu (Birecik) civarında Fırat’ı aşmakta ve Gaziantep-Maraş̧ üzerinden Kanişe gitmekte, olan yolu tercih ediyorlardı. Ticaret kolonisi devri 1850 tarihine tesadüf ettiğine göre Mari buluntularına nazaran bundan hemen 80 sene sonra Şamsi-Adat, isminde Sami bir kabile reisi Cizire’de büyük bir devlet kurmuş̧ Asur’û ele geçirmiştir.

Şamsi-Adat’ın devletine' komşu olan güneyden kuzeye doğru uzanan (Halep, Karkamış̧, Urşu, Harşu) memleketleri görülüyor. Urşu ve Harşu memleketleri bugünkü̈ Gaziantep Vilayetini güney ve kuzey parçalarını teşkil ediyordu. Urşu’yu Birecik, Harşu’yu Samat civarına yerleştirmek mümkündür. Urşu önemli bir ticaret merkezi ve Asur ile Kaneş arasında mühim bir istasyondu. Şamsi-Adat zamanında Urşu kralı Şennam adlı birisiydi. Etiler buraya milattan önce 1600 yıllarında I. Mürşil hakimiyetini Babil’e kadar uzattığı zaman Gaziantep ’i de almıştı. M. Ö. 1540-1520 aralarında Eti kralı Tellipinus zamanında Antep’in kuzey batısındaki Sakçagözü Kizvatna krallığının bir parçası olarak görülür. M. O. 1500-1400 arasında yine Gaziantep’te Mitani hakimiyeti görülür. II. Hatuşil’in Kizvatna ve Halep’i zaptından sonra Hani galbattşki Mitani (Huri) Krallığına katılmıştı. Bu tarihlerde Suriye’de Şavşat adlı bir hükümdar bulunuyordu.

Mitani hakimiyetindeki toprakları büyük Fatih Şubbililium zapt etti. Buralarda Etilere bağlı küçük Krallıklar kurdu. O zaman Gaziantep Vilayeti Karkamış̧ küçük krallığına bağlı idi. Şubbili limanın zamanlarda Mitaniler artık kuvvetli bir devlet değildi. Asurlar da kuvvetli olmamakla beraber kalkmıyorlardı. M. Ö. 1200 yıllarında merkezi Orta Ana­ dolu da bulunan Büyük Eti Devleti yıkıldıktan sonra Güney’e çekilen Etiler burada birçok küçük Eti krallıkları kurmuşlardır. Bunlardan Gaziantep havalisinde, Kummuhi krallığı görülür. Devletin hudutları Gaziantep’ten Samsat’a kadar uzanmakta idi. Gaziantep şehri içinde bulunan bir saray kapısı kalıntısına ait hiyeroglifi ve kabartmalı bir taşın bulunuşu bize bugünkü̈ Gaziantep şehrinin Kummuhi devletinin merkezi olduğu fikrini veriyor. Asurlar kuvvetlendiği zaman M. O. 900-700 arasında Aramiler Asurlar ve diğer mahalli krallıklar arasında meydana gelen şiddetli savaşlara Kummuhi’lerin de katıldığı görülmektedir. Markası (Maraş̧) Hatena (Hatay) JSamal (Zincirli) ve en son olarak da Karkamış̧ Asurların eline duştü. M. O. 799 da Asur II. Sargon son Kummuhi kralı Mutailuyu ortadan kaldırdı. Devletini Asur’a bağlı bir eyalet haline koydu. Fakat Kummuhi isini devam, etti. Bu sefer Asur idare merkezi Dülük Babada kuruldu. Bu tepede hava tanrısı (Tarkunt) un meşhur tapınak yeri de bulunmaktadır. Dülük Baba tepesi bütün Antep havalisine hâkim bir yüksekliktedir. Onun için Asurlular Askeri ve idare merkezlerini oraya kurmuşlardı. M. O. 605 yılında Asur devletinin çöküşüne kadar Kummuhi bir Asur devleti eyaleti olarak kaldı. Sonra burayı M Ö. .545 tarihinde İran Kralı Kiros zapt etti. Ahemenit[1] satraplarının idare ' merkezinin de gene çıkan tarihi belgelere göre Dülük Baba olduğunu görüyoruz. Bu satraplar eski Kummuhi[2] ananelerine bağladıkları bir asilzadeler hanedanı kurdular. Büyük İskender’in Pers[3] Devletini yıkmasından sonra Kommagene eden Kummuhi’nin mahalli kralları kendi menşelerini satrapların hanedanından neşet ettirdiler.

O zamanlar Kommagene’nin merkezi Dülük Baba Samsat’da bulunuyordu. Fakat Dülük Babanın dini kıymetinin ve Tarkunt’un önemi devam etti. Şimdi (Dolichenıis) diye söylenen kültür Roma’ya kadar intikal etti. M. S. 72 tarihinde burayı eski Kommagene hanedanını bertaraf ederek Roma idaresine bağlı olan Suriye devletine eklediler.

Dolichenus mabuduna izafeten bu şehre (Doliche) denir. Bizans kaynaklarında bu şehrin adı (Teluk, Tulupa) şeklinde, Arap kaynaklarında (Daiuk şeklinde geçer. Türkler ise buraya (Dülük) derler. Orta çağda kıymet kazanmış̧ olan şehrin yerinde bugün. Dülük Baba adı verilen bir köy vardır.

Dülük, Asur, Roma, Bizans idaresinde bulunmuştur. Burasını Bizanslardan Hazreti Ömer’in Komutanlarından Jllyaz B. Gannam) Arap orduları almıştır. Daha sonra geçmiştir. Harun Reşit zamanında Bizanslardan tekrar Müslümanlara geçmiştir. Gaziantep’i Harun Reşit Avasının[4] şehirlerine katmıştır.

Türkler buraya XI. asrın sonlarına doğru Malazgirt savaşından sonra yerleştiler. Alp Arslan’ın komutanlarından Afşin tarafından Dülük zapt edildi. Daha sonra Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah’ın 1084 tarihinde idaresine geçti. Sonra Maraş̧ Senyörüne[5] tabi olmuştur. Daha sonra burasını Konya Selçuk Sultanı Kudüs kralı Baudavinden aldı.

1270 tarihinde bütün Anadolu gibi burası da Moğol istilasını uğradı. Mısır hükümdarı Tahir Baybars burasını Moğollardan tekrar aldı) Baybars ölünce, şehir Dulkadir Oğullarının eline geçti. Dülük şehrinin (1397-1398) tarihlerinde ehemmiyetini kayıp ettiği ve merkezin Ayıntap’a nakil edildiği görülüyor.

Uzun müddet Dulkadir Oğullarının elinde kaldıktan sonra Yavuz Selim’in Mısır seferi sırasında Yunus Bey Ayıntap’ın anahtarım Selim’e teslim etti. Osmanlılara geçen Ayıntap evvela Maraş̧ eyaletine, bağlı bir sancak merkezi ha­linde teşkilatlandırıldı. 1790 tarihinde Celalilerin isyanı üzerine burası taarruza uğradı. 1818 tarihinde. Hurşit Ahmet Paşa Halep Valisi, iken, burası Halep’e bağlandı. 1839 tarihinde Nizip harbinden sonra Mehmet Ali Paşa’nın eline geçti. Mehmet Ali Paşa buradan çekilince tek­rar Osmanlı devletinin bir parçası olarak kaldı. 1913 tarihinde müstakil sancak oldu 1919 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğunun sancağı olan Ayıntap 15 Ocak-1919 tarihinde İngilizlerin, 5 Ara­lık 1919 tarihinde Fransızların işgaline maruz kaldı. 25 Aralık 1921’de kavuştu.

B. M. M. 1921 tarihinde 93 sayılı kanun ile Ayıntap ismini Gaziantep’e cevirdi. 1924 tarihinde Vilayet oldu.

Bir Fransız Atasözüne göre: İnsan mezarını kendi kazar. Çünkü çok yi­yen çabuk ölür.


[1] Satrap: Eyaletler-Valilikler

[2] Kummuhi: Fırat ve Dicle arası

[3] Pers: İran

[4] Avasım: Bölge

[5] Haçlıların taksim ettiği beylikler