Esmer-Sarı çehreler, akşamlarken tezgahta

Sarı - kızıl tepeler,biz ebedi sabahta.

Çık sorut dediğimiz yerde üçgünden beri

Baharı bekliyorum. Hümanız bahçeleri!

Bu yurttaki her bahar biraz sizin demektir.

Ey kanımı dünyaya tanıtan Gazi Şehir!

Deniz gibi yıkıyan, gökler gibi yücelten

Ana gibi bağrına basan toprak sade sen.

Ovan, andırmakta bir göğe komşu denizi!

Ey duvarında mermi, yüzünde çıban izi

Hem nakış hem gamzeden daha güzel olan yar!

Süngüden kırpılmayan uzun kirpiklerin var,

Altında ruha bakan koyu bal rengi gözler...

Dilerim: Görmesinler bir daha büyük keder,

“Çitineli Badem” den işleyerek esvaplar

Gelişip, “Fıstık” gibi oynasınlar “Şirinnar”

Yarı beline kadar çukurda on bin işçi...

Çitip geçme Antebi ey avere yemişçi!

Elma çiçeklerini kokla “Elmalı” yı an:

Bin kuzguna bir “Şahin” bir orduya bir insan

Her baş bir “Türktepe”ydi her göğüs bir kayacık;

Yağadursun bombalar, dükkanlar hala açık.

Biz mermiyi tohummuş gibi toplar, ekeriz;

Beyaz bayrak istenir, biz al bayrak çekeriz!

Türkiye rüzgarıyla hışırdayan her çınar

“Çınarlı” yı düşünür, göğe şöyle fısıldar:

“İmanına kaledir bu toprakta her göğüs!

“Sekiz Türk, dört yüz obüs, Sekiz Türk dört yüz obüs

Ey Gazi yönü katı, şehit kemik demeti!

Ey süt ırmaklar, zümrüt meyveler memleketi!

Kurtuluşa ahteden bütün mazlum milletler

Bir örnek görmek için, bulmak için bir önder

Çöllerden yaylalardan akın akın gelecek;

Kaleni kabe diye bir gün tavaf edecek...

Behçet Kemal ÇAĞLAR