Bir deniz edası var, sis bürümüş ovada;

Bu kara denizinde Antep Heybeliada.

Heybesi fıstık değil. Kahramalık doludur.

Antep- Ankara yolu kurtuluşun yoludur.

(Çıksorut) dedin, orada bekliyorum haberi:

Baharı müjdeleyin Humanız bahçeleri!

Ey büyük Türkiyenin baharını görecek

Yarının Türk çocuğu kafan işlek gözün pek

Elma çiçeklerini kokla. Elmalıyı an:

Bin kuzğuna bir Şahin, bir orduya bir insan.

Her baş bir (Türktepe)ydi, her göğüs bir (kayacık)

Bombalar yağadursun, dükkanlar hala açık

Biz tohumu mermiyi ayni şevkla ekeriz

Beyaz bayrak beklenir, biz al bayrak çekeriz.

Güneyde ebeddiyen beklemekte vatanı,

Yetmiş bin top mermisi, altı bin şehit kanı...

Türkiye rüzgarile hışırdıyan her çınar,

(Çınarlıyı) düşünür, göğe şöyle fısıldar:

“İymanına kaledir, bu yurttaki her göğüs,

“Sekiz Türk, dörtyüz öbüs, sekiz Türk, dörtyüz obüs

Ey Gazi yonu katı, şehit kemik demeti!

Ey süt ırmaklar, zümrüt meyveler memleketi!

Ey Antep, güzel Antep, kahraman gazi şehir!

Antep demek, Türklüğün hamaseti demektir.

Kurtuluşa ahdeden bütün mazlum milletler,

İyman tazelemeğe, aramaya bir rehper,

Çöllerden, steplerden akın akın gelerek,

Kaleni Kabe diye bir gün tavaf edecek.

Antep demek, Türklüğün hamaseti demektir.

Var ol ey güzel Antep, var ol ey Gazi şehir!

Behcet Kemal ÇAĞLAR