Mezbaha evvelce şimdiki bulunduğu yerin güneyinde ve köprünün doğusunda bir sundurma altında idi. Ve burada kesim yapılırdı.

1932 yılında Hamdi Kutlar'ın belediye reisliği zamanında inşa edilmiştir. Bununla beraber şurasını da açıklamak lazımdır ki bütün Türkiye’de İstanbul, İzmir hariç diğer illerimizde de yapılan mezbahalar 1930 yılı ile 1932 yılı arası yapılmıştır. Yalnız Gaziantep mezbahası Sağlık ve Tarım Bakanlığı'nın kabul eylediği bir tip mezbaha olmayıp projesi bakanlıkça kabul ve tasdik edilen fenni bir mezbaha sayılır.

Halen yeni mezbahanın yapılabilmesi için yeri 1956’da satın alınmıştır. Bu yer 136.000 metrekaredir. Bu arsada mezbaha binası yapıldıktan sonra bugün şehrin orta yerinde kalan mezbaha ile tabaklarda oraya kaldırılacaktır bu da paranın teminine bağlıdır.

Bunun içinde şimdi ki mezbaha ile buz fabrikasının bulunduğu arsalar satılarak yeni tesislerin yapım ücretinin üçte biri temin edilmiş olacaktır. Diğer kalan iki kısmı içinde kredi temini yoluna gidilecektir.

Mezbahaya eskiden maslak adı verilirdi. On iki ayak üzerine kurulmuş etrafı açık üzeri kiremitle örtülü bir yerdi. 1926’da gelen bir sel burasının çatısı­nı götürmüştü. Bu seferde üzeri saçla kapanmıştı. 1930'da Belediye Reisi bulunan M. Ali Kayalp zamanında eski yerin kuzeyindeki boş arsaya şimdiki mezbahanın temeli atılmıştı. 1932’de Hamdi Kutlar zamanında inşaatı bitirilerek Haziran ayında işletmeye açılmıştı. Bu bina ile birlikte yine bu yerin kuzeyindeki Mehmet Hanifi Hengirmen'e ait bir bulgur ve yaprak devlibi de istimlak edildiğinden buraya bir buz fabrikası ile birde soğuk hava deposu yapılmıştır.

Halen mezbahada 26 kesim işçisi ile Halil Can adında bir şoför, Kâmil Kölük adında bir tevzi memuru, bir de İlyas Karaca adında tahsildar, Mustafa Kızılcık adında bir tahakkuk memuru vardır. Burada etler kesildikten sonra bir gün soğuk hava deposunda kalır ertesi gün satılmak üzere kasaplara geri verilir.

Ökkaş Saygılı (Mezbaha Memuru)

42 yıllık memurdur. Gaziantep'in Kürkciyan (Bekirbey)[1]Mahallesi'nde 1905’de doğmuştur. Annesi Fatma Karaoğlan babası Ahmet Karaoğlan (şimdi Saygılı) soyadını almıştır. Hatice Nazire, M. İhsan, Ahmet, Rıdvan, Adnan, Erdoğan adlarında bir kız ile dört erkek çocuğu vardır.


[1] Kürkciyan: Eskiden Küçük Pazar denilen bu yer büyük bir çarşı idi. Ermeniler her ne kadar kayacık üzerinde oturmaktaydılarsa da burada dükkanları ve hele kuyumcuların en büyüğü bu çarşıda bulunmakta idi.

Sonradan Bekirbey adında bir binbaşının buraya Bekirbey Camisi'ni yaptırması ile Ermenilerin gitmesi ve çarşısında harap olmasından yeni ad olarak bu mahalleye Bekirbey Mahallesi denildi. Kürtüncüler: Şimdi buraya da Yazıcık Mahallesi denmektedir.

Evvelce, burası açıklık ve köylülerin şehre girip çıktıkları yer olmakla beraber bir tarafı da mezarlık idi. Ermenilerin semer ve kürtün yapanları da burada toplanmıştı. Ermenilerde ki adet her esnaf sanatına göre şehrin oynak yerini intihap ederdi. Şimdi bu mahallede bir de hayır sevenimiz tarafından Mehlika Alevli İlkokulu adında bir okul yaptırılmıştır. Darısı diğer zenginlerimize. Yazıcık demek: Boşluk ve yazı düzlük manasınadır.