Antep bir çok vak’alere sahne olmuş ve birçok büyük şahsiyetler, yetiştirmiş bir memleket olmak itibarile tarihçe zengin bir yurd köşesidir. Antebe ait mühim gördüğümüz bazı notlar ve vesikaları sırf bir malzeme olmak bakımından neşredeceğiz.

Antepli Münif paşa, Türk mütefekkirleri içinde mühim bir yer işgal eden bir şahsiyettir. Tahrana iki defa sefir olarak gitmiş, iki defa Osmanh devletinin Maarif nazırlığında bulunmuştur. Münif paşayı bir devlet adamı olmaktan ziyade bir şair, kuvvetli bir kâtip ve nihayet Türk lisanına hizmet etmiş bir dilci olarak tanımak daha doğrudur. Münif paşa hakkında hazırlamakta olduğumuz eserde paşanın bütün edebî, İlmî ve hattâ siyasî şahsiyetini tebarüz ettirmeğe çalışacağız.

Paşa, her sahada kalem oynatmış matbu ve gayri matbu bir çok eserler bırakmıştır. Denilebilir ki Münif paşanın hayatı yakın tarihimizin bir çok taraflarını aydınlatacaktır. (1)

Münif paşanın eyi hususiyetlerinden biri akrabalarına, dostlarına yazdığı bazı mektupların suretlerini ve kendisine gönderilmiş olan bir çok mektupları muhafaza etmiş olması ve 80—90 sene önce Antebe ait bazı mühim havadisleri kaydetmiş olmasıdır. Bu itibarla paşanın metrukâtı içinde Antebin bazı bilinmeyen tarafları da öğrenilmiş olacaktır:

[Paşanın biraderine yazmış olduğu bir mektubun arkasına havadis deye yazmış olduğu notlardan bazı parçalar]

1850—1267 Senesi vekayimden: Sabık Rumkale ve esbak Antep kaymakamı izzetlu Battal bey Rumkaleden bu defarefi ve azlolunarak kendi hanesinde ikamet etmek üzeredir, ve hükümeti hengâmında kale gelmez pek çok uygunsuz hareketlerde Tülünmüş olmasile tekrar hükümete geçirileceği gayri memuldur.

Antepte ve bu havalilerde bilcümle hububat feyz ve bereket üzere olup hatta buğdayın kilesi ki Mısır Erdebinden bir mıkdar eksiktir, on sekiz ve yirmi ve arpa on üç on beş sularına olup sairan buna kıyas oluna.

Ba kurai şeriye Antebin dahil ve haricinden iki yüz elli kadar asker ve yedi yüz mıkdarı redif tahrir olunmuştur.

Memaliki müctemiai Amerikada Protestan dininin tevsi ve teksiri için müttefik ve peyda olan kumpanyalar tarafından irsal olunupta bundan mukaddem memaliki devleti aliyede bulunan Ermenileri dahi Protestan dinine davet eylemek için tarafı Hazreti Padişahiden tahsili ruhsatle her tarafa münteşir olan Amerikalı Papas ve vaizlerden iki neferi bundan iki üç sene mukaddem Antepe gelip Ermenileri merkum dine davet ve haylicesi kabul ve icabet eyliyerek Antep Ermenilerinde sair mahal Ermenilerinden ziyade kabiliyet ve hile ve firiblerine istidat müşahede ve derk etmelerile mersum papaslardan daha bir kaç nefer gelerek şimdi yedi sekiz nefer olmasile ve elhaletü hazihi Protestan olanların mıkdarı beş altı yüze baliğ olup bunlar için mahsus fünunü mütenevvia kıraat olunur mektep küşad ... ikad etmişler ve Amerikaya beher hafta mahsus posta tertip eylemişlerdir. Hasılı bir büyükçe maslahat edilmiştir, ve işbu Protestan dinini kabul eden Ermenilerden ehli hırfet olanlarına mıkdarı lâzım sermaye ve daha başkaları diğer veçhile taltif olunup hasılı her birlerini birer gûna kayırıyorlar. Bu kadar tekellüf ve mesarif ile bu derece cehid ve gayretlerinin elbette bîr hikmeti ve bivazı müstebidül ukulda bir gûna melanetleri dergâr ve ezherü mineşşemsi fi vasatünnehardır,

[Münif paşanın şu fıkresi ibretle okunmalıdır. Avrupa ve Amerika Türkiyedeki Hıristiyan anasırı aleyhimize tahrik için şimdiye kadar bir çok usuller tatbik etmişlerdir. Mektep ve Hastane açarak Rum, Ermeni ve hattâ bazı Türkler Protestan edilmiş ve bu suretle bir çok vatandaşlar maddeten ve manen kaybedilmiştir. On yedinci asrın yarısından sonra Türkiyeye rahip, tabip kıyafetinde gelen bir çok Avrupahlar daha sonra Amerikalılar hep insaniyet ve ,,neşri medeniye” perdesi altında asıl hakiki hedeflerine, (Hırıstiyanlaştırmak, Türkiye aleyhine isyan ettirmek hedefi) doğru yürümüşler bu suretle bir çok buhranlar, ihtilâller, isyanlar çıkarmaya sebep olmuşlardır. Böyle müsbet hadiseler dururken Türkiyede ve bilhassa Anadoluda halâ yaşamakta olan bazı ecnebi tahsil müesseselrinin bulunmasına bilmem ki lüzum var mıdır!]

Münif paşanın hususî mektuplarından neşrettiğimiz dört küçük mektup kıymetli hatıralar ve fikirlerle doludur. Bu mektuplar 1298—1800 senelerine aiddirler.

Paşa bu mektuplardan birini Tahran sefiri iken Antep kaymakamı Hüsnü beye göndermiş ve mektupta memleketine olan hasret ve sevgisini canlandırmıştır.

İkinci mektup Anteplİ Küllü zade efendiye yazılmış ve paşa burada şiir ve edebiyat hakkındaki fikirlerini, kanaatlarını izah etmiştir.

Üçüncü mektup Antakyalı meşhur şair Yahya efendiye yazdığı bir mektuptur ki paşanın yakın memleketlerde muasırı olan şairlerle sıkı bir surette münasebet tesis etmiş olduğunu ve Antakyayı ziyaret etmiş olduğunu anlayoruz.

Dördüncü mektup ise biraderine yazdığı bir mektup olup burada hususî hayatından ve Antepli Ishak paşadan bahsetmektedir. Mektup 1267 tarihlidir.

Antep kaymakamı izzetlu Hüsnü beyefendiye:

Bu defa Antep kaymakamlığına vukku memuriyeti Behiyeleri beyanile hakkı acizanemde mesairi dilnüvazı ve meveddet ibrazını şamil keremnamei mehasin allamelerini kemali memnuniyetle aldım. İşbu himemi aliyelerine teşekkir ederim.

Antep herne kadar usulü hazıraca kaymakamlık ise de hakikatte mutasarrıflıkla beraber ve hele hasebilmünasebe nazarımda andan daha balâterdir. Binaenaleyh zati valâlerini Antep için tebrik ve Antebi dahi sizin için tesid ederim. Inşaallhü Taalâ hâkim ve mahkûm yekdiğerinden hoşnud ve bu ittihaddan memleketçe muhassenati adide runümun olur. Muhlisleri eğerçi sureten Antepten dûr ve hayli vakıttanberu şerefi mukarenetinden mechur isem de manen andan hiç vakıt münfek olamayup mürğu dil-ü-can daima ol cayi ferehfezada balküşayi pervaz ve “Haki vatanı kahli Sfahane değişmem. Her sengini bir lali Badahşane değişmem,, neşidesile terane pervazdır. İşte bu vatın azizin zati valaleri gibi bir dostu aziz ile iktiranı fevkalğaye mucibi mahzuziyetim olmuştur.

Demek isterim ki oranın her haline alâkadar ve asayiş ve mamuriyetine nakdi cân ile hıridarım. Bu bapta sahai ziybi zuhur olacak her türlü hidemati mebrûrelerinden dolayı cümleden ziyade hissemendi meserret ve natıka piyrayi şükraniyet olurum. Lutuf ve irade efedimindir.

18 Cemaziyelahir 98

Antepte Küllü zade efendiye:

Hasırcı zade faziletlu Ağa ve Rasim paşa hazeratınm Bülbül gazeline söyledikleri Tahmisi nefisten birer nüshanin irsal buyurulduğuna dair tahriratı aliyeleri meifufatile beraber enmele ziybi izaz oldu. işbu himemi behiyelerine teşekkür ederim. Memleketimiz mahsulâti şiiriyesinin bu veçhile harice naklile nazımları ve belki bil cümle hemşerilerimiz hakkında isticlâbı tahsin ve aferin etmek hakikaten cümle indinde meşkûr bir ticareti lenteburdur. Küşad bu yurmuş oldukları bu tariktan istifade için muhlisleri dahi vesatati behiyelerine müracaat ve yeni bir manznmei âcizanemin leffen irsaline mübaderet eyledim. Her ne kadar böyle bir metai kem kadrin Antep gibi bir bendergâhi şiir ve inşade avihtei dükânçei revaç ve itibar olamıyacağı meczum ise de

Anan ki hâkra benaran kimya künend

Ayâ büved ki köşei çeşmi bema künend

Ümidi bâdii cesaret olmuştur. Mütaleasmdan müsteban olacağı veçhile manzumai mezkûrenin mevzuu Kadim Yunan ve Avrupa eş’arı gibi serapa bir maddei mahsusadan ibarettir ki makul olan dahi bu dar. Bizim şairler bir gazelde kafiye yahut redif sâikasile yekdiğerine kat’a irtibatı olmayup her tarladan bir kesek tabirine şayan olan bir takım efkâri muhteiifeden bahsederler.

20 Şaban 99

Antakya Hanedanından Bereket zade Abdülğani efendiye Sılai rahim için Antebe azimeti âcizanem takdirinde Antakyada devlethanelerine nüzul olunmasına dair telgrafnamei nıekârim allâmeleri vaktile enmele piyrayi izaz olmuştu. Antakyamn halâ mahfuzu kencinei hatır olan mehasin aşari eyyami tufuliyetimin iazzi yadigârı olduğundan oralarını bir daha görmek ve bahusus zati seniyeleri giti mevrusü peder olan ehabbayi. kiramın mülâkatlarile kesbi meserret eylemek hakikaten ötedenberi ehassı âmalim idi. Daveti behiyeleri bu bapta bir kat daha mucibi şevk ve rağbet oldu. Şiymei kerımei mihman nüvazi ve semahati minelkadim Hanedani âlilerinin hasayisi memduhasından olduğunu bu münasebetle dahi teyid buyurdunuz, işbu measiri dilnüvazi ve mekremetlerine hessaten teşekkür ederim. Azimeti âcizanem bahsine gelince bu bapta tarafı eşrefi Hazreti Padişahiden henüz ruhsat istihsal olunamamıştır. Maamafih tavafai Kâbei ... bikavli Nefi merhum deruni dilde bülendi abi Zemzemden musaffadır. Bimennihi Taaiâ bu arzuyi dil ücânın kariben teyessürü husulü Eltafı İlâhiyeden memulumdur. Telgrafnamei âlileri cevabının şimdiye kadar tehiri seyahtı âcizanemin takarrürüne talik kılınmasından neşet etmiştir. İnşaallahü Taalâ rehberii talii meyamin metali ile Dersadetten hareket edeceğim esnada keyfiyetin ba telgraf savbi valâlerine iş arkılınması musammamdır. Olbapta lutuf ve irade efendimindir.

5 Recep 300

20 Nisan 98

(1) Münif paşaya ait bana çok kıymetli vesikalar vermiş oldukları için paşanın damadı Malatya mebusu bay Vasıf ile refikaleri bayan Ulviye Vasıfa teşekkür etmeği bir borç bilirim.

Yazan: H. Turhan DAĞLIOĞLU