Hamdi Kutlar’ın belediye reisliği ile Gaziantep belediye devrinde yepyeni ve dopdolu bir hizmet devri açılmış oldu.

Son belediye seçimlerinde Ömer Asım Aksoy şehrin vaziyetini rahmetli Atatürk’e anlatması üzerine Kılınç Ali’yi Antep’e müfettiş olarak gönderilmişti.

Kılınç Ali’yi Maraş’a giderken gönderici giden, eski reis Mehmet Ali’ye, Kılınç Ali’nin çekileceksiniz demesi üzerine Mehmet Ali reislikten ve Hüseyin incide Halk Parti başkanlığından çekilerek Halk Partisi başkanlığına, Ömer Asım Aksoy gelmişti.

Kılınç Ali’nin Maraş’tan dönerek geldiğinde ise, Dr. Mecit Barlasın evinde yapılan bir ziyafet sofrasında, Kılınç Ali şöyle konuşmuştu:

-Atanın emri; bana bir tarafsız belediye reisi ile tarafsız birde parti başkanı bulmazsanız ne yemeğinizi yirim ne de rakınızı içerim demişti. Bunun üzerine, o zamana kadar adı hiç siyaset işine karışmamış kendi işi gücü ile uğraşarak ticaret yapan Hamdi Kutları Belediye reisi gösterdiler.

Onun belediye reisliğine gelmesi, şehirde gerginleşen asapları düzeltmiş ve çekişmeleri dindirmiştir.

İşte Hamdi Kutlar’da bu şartlar altında reisliğe geldi. Hamdi Kutlar birinci büyük harpte asker olarak Katmada telgraf memuru bulunuyordu. Çünkü Almanların ilk mors harfi öğrettiği kurs talebeleri arasında telgrafçılık kursuda görmüştü.

Mustafa Kemal kumandasında bulunan yıldırım orduları şark cephelerinde bozulmaya başladığı zamanlarda bunu haber alan bütün telgraf memurları kaçmaya, başlarını kurtarmaya başlamışlardı. Fakat görevi başında sebat eden Hamdi Bey olmuştu. Çünkü Atatürk’ün son dakikaya kadar merkeze çekmiş olduğu telgraflar ve merkezden gelen cevaplar hep telgraf memuru Hamdi imzası taşıyordu.

Nihayet Atatürk le Katma’da karşılaşmıştı. Atatürk Katmaya geldiği zaman şöyle söylemişti:

- Burası milli sınırımızdır. Artık buradan itibaren düşmanlar giremez, demişti.'

Hamdi Kutlar reis olduktan bir müddet sonra Ankara’ya gittiği vakit, bu genç reisin şerefine Atatürk zamanın tarih yazarlarından Afet hanımla beraber Antep mebuslarımızda hazır bulunduğu bir ziyafet tertip etmişti.

İşte bu ziyafette Hamdi Kutların, bu hadiseyi Atatürk'e hatırlatması üzerine Atatürk tarafından bu sözler tasdik edilmiş ve Atatürk ziyafette bulunanlara şöyle söylemişti:

Ben daha o zaman Misaki Milli sınırını çizmiştim demekle telgraf hadiselerimde tasdik etmişti.

Yine ayni ziyafette Atatürk herkese ayrı, ayrı sualler soruyor ve onlarda cevap veriyordu. Afet hanımda bunları not ediyordu Sualin kendisinde gelmesini ezilerek büzülerek beklerken, nihayet sual Hamdi Kutlar'ada tevcih ediliyor. Atatürk:

Bizim inkılabımızı niye benzetiyorsunuz, der.

Hamdi Kutlar hiç düşünmeden cevap verir;

- Sehni Mümteniye (Kolay ve sade göründüğü halde bulunup söylenmesi, benzeri, yapılması güç olan) benzetirim. Rahmetli Ata bu cevaptan çok mütehassıs olduğu için nadiren sigara ikramında bulunduğu kimseler arasına Hamdi Kutlar’ı da dahil etmiş olacak ki bir sigara ikram ediyor. Hamdi bey ise sigarayı terketmiş olduğundan ve yanında bulunan Antep mebuslarından Nuri Conker ve Kılınç Ali sigarayı reddeder zannı ile endişelenirlerken Hamdi Bey’in sigarayı aldığını görürler ve pek memnun olurlar. İşte bundan sonra Hamdi Kutlar bir daha ölünciye kadar sigarayı bırakamamıştır.

HAMDİ KUTLAR’IN YAPTIĞI HİZMETLER

HAMDİ KUTLAR KİMDİR?

1900 yılında Gaziantep'in Boyacı mahallesinde doğmuştur. Annesi Feride Göğüş, babası Akif Kutlardır. Ticaret Rüştiyesinden mezundur. 1929 da Nefise Göğüşle evlenmiştir. Bu evlilikten: Fikret, Oktay, Erdem adlarında üç oğlu ile eski mebuslardan İhsan Mahmut Dai ile evli, Nüzhet ve Yüksek Müh. Cavit Göğüşle evli, Suna adlarında iki kızı vardır. 3-8-931’de belediye reisi olmuştur.

KARAKTERİ:

Onda yüksek bir unur vardı. Bu unuru neticesidir ki en yüksek bilginler karşısında bile sorulan sualleri verebilmek için geceli gündüzlü okurdu ve daima bilgi edinirdi. Bilhassa belediyecilik üzerinde çok bilgi sahibi olmuştu. Onda hamlecilik ve inkilapcılık ruhuda vardı. Aşağıda okuyacağınız işlerde bunun bariz şekilde göreceksiniz.

PLAN:

Her şeyden evvel şehrin ana davalarını halletmek için bir plâna ihtiyaç vardı, işte Hamdi Kutlar Yansen adında bir Fransız Profesörüne bu planı yaptırdı. Ve halende elde kullanılmakta olan da bu plandır.

ÖLÇÜLER:

Hamdi Kutlar zamanına kadar ürün satan ârasa esnafı ürün satış ve alışlarında ölçek (Timinneee) kullanırlardı ki bu kabil alışverişe mutlaka hile karışırdı. (Bu alışveriş Keldani ve Asuri devrinden kalmadır. Tarih Edyan Cilt 1 Sahife 80) işte ta o zamandan beri memleketimizde cari olan bu usulu Hamdi Kutlar birdenbire ortadan kaldırmıştı. Hatta bazı menfaatları baltalananlar Hamdi Kutların evine kadar hucuma yeltenmişlerdi.

ASRİ MEZARLIK:

İşte buda yeni reisin diğer bir inkilabı veya hamlesidir. Bugün İnönü caddesinin üzerinde durur ve yönünüzü güneye çevirecek olursanız önünüzde koca bir şehir görürsünüz. İşte burası bu reis zamanında temamen mezarlıktı. Bir de vaktin taassup ve zihniyetini, halkında mezarlıkları üzerindeki titizlik ve hassasiyetini düşünecek olursak, bu koca mezarlığın, lağvile asri mezarlığa götürülmesinin güçlüğünü taktir edeceksiniz ([1]) Bundan başka o zaman Antep halkı arasında, burada çam yetişmez kanaati vardı.

Hamdi Kutlar bu hamleyi de yapmıştır ki bu gün asrı mezarlıktaki çamlar buna en büyük delildir.

Zülmiye medresesi: Dayı Ahmet Ağa sokağının bittiği yerde sola dönünce köşe basında iki dükkân görürsünüz ve kocamanda bir apartman, vardır.

İşte burası Zülmiye medresesi idi. Zuikadriye medresesi ise şimdiki şehir sinemasının yeri idi. Bu memlekette yüz yirmi medrese olduğuna şahit olmaktayız. Nerde o eski eserleri bekleyenler. Nerde o eski eserleri muhafaza kanunları. Bugün bu ecdat yadigarlarından şehrimizde bir tane kalmamıştır.

Bu medreseler vaktiyle okullara tahsis edilseydi bugün şehirde 120 okul binası daha olurdu.

Asri mezarlığın ağaçlandırılmasında da şehrimiz park ve bahçeler müdürü̈ Kemal Gögüş’ün emeği ve hizmeti büyüktür, iyi bilmek lazımdır ki şehirde belediye adına yeşeren her yaprakta bu adamın eli vardır. Asri mezarlık 01/01/1937 yılında yapılmıştır. Bu mezarlığın duvarlarının acele yetişmesi için, müteahhide ihalesiz verildiğinden Reis bundan dolayı kendisinin en yakın akrabası tarafından ihbar edilmiştir. Ne yazık ki bu çalışkan adam, kendisini mezara götüren hastalığı da işte o zaman yakalanmıştı.

İtfaiye İşleri

Hazır ki itfaiye teşkilatına bir kamyon ile üç̧ el tulumbası, bir motopomp ilave edilerek ihtiyacı karşılar hale getirilmiş̧ itfaiye erleri takviye edilmiştir.

Bando

İlk belediye başkanı Mustafa Ağanın zamanından beri eski halde süre gelen belediye bandosu ıslah edilerek kadrosu on kişiye çıkarılmıştır ve kendilerine ayrı bir yer ayrılmıştır ki halen burada bandocular etüt yapmaktadırlar.

Şehitler Anıtı

25-15-11935 yılında dünyanın parmak ısırdığı Gaziantep harbinin aziz şehitleri için bir anıt yapıldı. Bu anıta şehrin birçok yerlerinden olduğu gibi halen Şehreküstüde bulunan şehitler parkındaki harp içinde gömülen birçok şehitlerimizin kemikleri de çıkarılarak yapılan anıta getirilmiş̧ ve büyük bir merasimle buraya gömülmüştür. Bu merasime o zaman 40 bin nüfusu olan Gaziantep halkı tamamen iştirak etmiştir dense yeridir.

Sebze Halı

Evvelce memleketin kasaplarının ve sebzecilerinin her biri bir yerde idi. Bir et ve sebze hali yoktu. Bunları bilen Hamdi Kutlar, hem memlekete bir et ve sebze hali kazandırmak, hem de belediyeye bir gelir kaynağı temin etmek maksadı ile şimdiki kunduracı çarşısına girerken Anteplilerin kara basamak dedikleri eski halı, yaptırmaya başlamıştı. Burası eskiden Darendeli Hüseyin Paşaların vakfı idi. (Halen Ankara vali muavinlerinden Ragıp Uğurol ile eski Maarif vekili Necati Bey Hüseyin Paşa evlatlarındandır.) Hamdi Kutlar burayı istimlak ile derhal yaptırmaya başlamıştı. Sabahleyin evde erken çıkar, kahvesini hali yapan oltaların yanında içer ve onlara da bir kahve içirdikten sonra, bu için biran evvel bitmesinin belediyeye sağlayacağı, menfaatleri ve belediyenin halen içinde bulunduğu mali vaziyeti anlatarak görevi başına giderdi.

Görevine mutlaka herkesten evvel gelirdi. Vazifesine dikkatli olan memurlarını takdir eder, dikkatsiz olanları da tekdir ederdi. Hatta diğerlerini de teşvik maksadı ile, dikkatli memurları mükâfatlandırırdı.

Mezbaha

Evvelce şehrimizde mezbaha yerine âdeta bir mezbelelik yeri vardı. Hamdi Kutlar buraya yeni bir mezbaha ile modern bir bina, yanı başına bir fidanlık ve onun yanmada bir mezbaha kahvesi yaptırdı. (Bu kahve sonradan Belediye reislerinden Faik Taşçıoğlu’nun zamanında Namık Kemal ilk okuluna verilmiş̧ ise de şimdi Atatürk orta okulu olarak kullanılmaktadır.)

Buz Fabrikası

Evvelce şehirde buz yerine Helvacılar tarafından kışın derleme toplama karlar bir büyük çukura toplanır ve etrafı da gübre ve samanla örtülürdü. İşte bu kar yığını yaza kadar o kapalı yerde kalırdı. Şehirde sıcaklığı gidermek için karlar getirilir ve mahalle aralarında, şurupçu dükkânlarında halka satılırdı. Tabi buda gayri sıhhi idi ki, içinde bazen ölü kemikleri bile çıktığı çok olurda. Bunu göz önüne alan Hamdi Kutlar İtalyan Marallef şirketine binası ile beraber buz fabrikasını yaptırdı. Ve 01/04/1935’de işletmeye açıldı. Bugün şehrimizde Nizipli Hüseyin ile, dondurmacı esnafının, olmak üzere belediyeninki dahil üç tane buz fabrikası vardır.

Atatürk Heykeli

Evvelce Halkevi şimdi öğretmen okulu bahçesindeki Atatürk heykeli de yine Hamdi Kutlar zamanında yapılmıştır.

İçme suyu

Projeleri İtalyan Yüne Totnson şirketine yaptırılan şehir içme suyu, saniyede 42 litre suyu Pancarlıdan şehre cazibe suretiyle getirip abonelere tevzi ederek Türk Tepe deposuna kadar götürmek amacıyla inşa edilmiş̧, 45 bin nüfusa göre hesaplanmıştır. Ve bütün evlere tevzi edilmeye halk mecbur edilmiştir. Çünkü evvelce içme suları keneden haneye (havuzlar) vasıtasıyla evden eve geçerek bir evin pisliği diğer bütün evlere de geçmek suretiyle içilirdi. Bu hal birçok zamanda şehirde kolera tifo gibi salgın hastalıklar doğurmuştur.

İnönü Caddesi

İnönü caddesi de Hamdi Kutlar zamanında açılarak istimlaklerinde kimsenin incinmesine meydan verilmemiş̧ ve herkesin malı, değer fiyatıyla alınmıştır. Bundan başka Kozanlı caddesinin açılması ve kanalizasyonun yapılması, kendi zamanında yapıldığı gibi belediye etrafının döşenmesi ile şehitler abidesi etrafındaki meydanlığın istimlaki yapılmış̧ ve buradaki istinat duvarları yakınındaki park yine Hamdi Kutlar zamanında yapılmıştır.

Kanalizasyonlar

Balıklı caddesinde üstü tonoz çatılı büyük bir ana lağımı ile şehir sinemasının önündeki büyük ana lağım yine Hamdi Kutlar zamanında yapılmıştır.

Balıklı caddesindeki büyük kanalizasyon Eblehandan itibaren yapılmıştır.

Çocuk Yuvası ve Kız Enstitüsü̈

Binalarının yerleri kendi zamanında vakıflar idaresinden istimlak suretiyle satın alınarak bu binaların yapılabilmesi için kendisinin delaletiyle hibe edilmiştir.

Şarap Fabrikası

Şehrimizde bir şarap fabrikası yapılması kararlaştırılmıştı. Fakat şarta bağlı idi. Şayet arsası belediye tarafından verilirse yapılacaktı. Bunun kaçırılmaması içinde şimdiki şarap fabrikasının yeri 8 hektarlık yerdi bu da yine kendisinin başkanlığında istimlak edilmek suretiyle tekel idaresine verildi.

Elektrik Fabrikası̂

M' Ali Kayaalp’ın Reisliği sırasında İtalyan Yurt Tomson şirketine ihale edilen elektrik fabrikası Hamdi Kutların bu işe önem vermesi neticesi 1932 yılının 15 Haziran’ında işletmeye açılmıştır. Fabrika gazojen kömür yakan motorlarla işlerdi. Bununda o zaman için bazı sebepleri vardı. Odun kömürü memlekette o kadar ucuz idi ki şehir, ihtiyacını karşıladıktan başka, Suriye’ye de kaçak gitmekte idi. Kömürlerimizin Suriye’ye kaçmaması, kömür yakan köylülerinde korunması maksadıyla, bu fabrika bu şekilde kurulmuştu. Fakat sonradan, kömür yüzünden işletme çok müşkülat çekmiştir. (Bu hususta ileride, daha çok bilgi vereceğiz.)

Fabrikanın kurulmasından evvel şehrin maruf ve belli köşe başlarında 40’dan fazla lüküs yakılır ve mahalle aralarında ise 304 fener yakılırdı.

Spor sahası ile Hipodrom

Spor sahasının yeri de yine Hamdi' Kutlar’ın belediye reisliği zamanında istimlak ile yapılmaya başlanmıştır. Kale altı pazar yeri de bu meyanda tesviye edilerek işletmeye açılmıştır.

Otobüs İşletmesi

Şehir istasyonunun Narlıdan olması ve 2’nci cihan harbi dolayısı ile, şehirde otobüs ve kamyon gibi araçların azlığı yüzünden Narlıya gelen yolcular müşkül durama düşmekte idiler. Bu halden istifade etmek isteyen açık gözlerde halkı soyarcasına hareket ediyorlardı. Bunu göz önüne alan belediye reisi bunlara bir rekabet ve fiyatı tanzim maksadıyla Amerika’dan iki araba satın alınarak getirtmişti. İşte bu şekilde şehirde ilk otobüs işletmesinin çekirdeği de atılmış̧ oluyordu.

İaşe İşleri

İkinci cihan harbinin meydana getirdiği tepkilerden cihetteki şehrimizde hissesini almış̧ olacak ki, şehirde ekmek sıkıntısı baş göstermeye başlamıştı. İşte Hamdi Kutların en büyük, hicret ve himmeti bu yolda kendini göstermişti.

Yıl 1940; Ekmek için şehir ciddi bir durumda. O zaman şehirler arası telefon da yok. Memlekette bol para var. Çünkü; iplik tevzi ile verilmektedir. 6 liraya alman bir kese iplik karaborsada 60 liraya satılmaktadır. (Bugün gördüğümüz bazı kaşane ve apartmanlar o meşhur kazancın birer hatırasıdır.) Elde para ekmek isteyenler zamanlaman belediye önüne birikirler ekmek, ekmek diye haykırırlardı. Diğer taraftan buğday yalnız yemek için de değil, bu alınan ipliklerin birde löhme denilen macunumsu bir hamura batırılması lazım gelmektedir.

Belediye reisi her tarafla telgraflaşıyor. Ankara ile daimî temas halindedir. Çalışkan bir vali olan Rahmetli Burhanettin Teker Hamdi Kutlar için şöyle söylemişti:

- Hamdi Kutlar gibi bir evladı olan şehir övünebilir.

Muhabereleşmek kati bir netice vermedi. Nihayet kendisi Ankara’ya giderek şehrin ekmeklik buğdayını Konya’dan Antep'e tahsis ettirdi. Antep'ten bu buğdayları getirtmek için arasa esnafından müteşekkil bir komisyon kurdu. Mutemetler Konya’ya gittilerse de bu seferde vagonsuzluktan buğdayların Antep’e nakli mümkün olamıyordu Neticede Hamdi beye bir daha Ankara yolculuğu göründü; Bir daha gitti. Vagonları tahsis ettirdi. Fakat bu seferde Konyalılar aç kalırız korkusu ile buğdaylarını vermek istemediler. Bu müşkülatlar karşısında epeyce bir müddet Konya’da kalan Antep mutemetleri usanarak geri döndüler.

Hamdi Kutlara bizzat Konya’ya gitmek düştü. Gitti ve buğdayları peyderpey yükletti. Bayram günlerini hep Konya’da geçirdi Buğdaylar Narlı ’ya geldi. Akistik bu ya, bu seferde Narlı yolundan kamyonların çamurdan çıkması bir mesele oldu. İşte Hamdi Kutlar bu çetin yorucu şartlar altında çalıştı. Ve bu memleketi aç̧ ve dokumacılarda löhmesiz bırakmadı. Zabıta kadrosunda yalnız 20 memur olması gibi bir kadro azlığı olduğu halde Hamdi Bey bunları mükemmel bir surette sağlam ve randımanlı çalıştırmasını bildi. Açık göz fırıncılar ve bazı açık gözler derhal yakalanır, bunun neticesi de unları hemen kesilirdi.

Belediyenin en dalgalı bugünlerinde gerek o vaktin zabıta müdürü̈ bulunan Hulusi Bayların ve gerekse şimdiki Belediye reis muavini M. Ali Budak’ın hizmetleri ve emeklerini de şükranla anmak bir borçtur.

İşte memleketine bu şekilde feragatle çalışan bu reis hakkında ne yazık ki yukarıda da söylediğimiz gibi kendisinin en yakın akrabası kendisini ihbar etmiş̧ ve zavallı adamcağız sekiz ay vazifeden alınarak seksen maddeden mahkemeye verilmişti Neticede anlı ak olarak çıkmış̧, hepsinden beraat ederek görevine iade edilmiş̧ ise de ne çare ki bu adamda eski bal kalmamıştı. Reisliğe getirildiği zaman belediye bütçesi yalnız 99.678 lira idi. Reislikten çekildiği zaman ise şu şekilde idi. 833 090 belediye geliri, 592,500 işletme 64.500 su gelir iki bütçenin toplamı 1.494.000’e yükselmişti.

29/Mart/1959 da ise vefat etti.


[1] Bu rada, kendi adiyle anılan birde büyük bir âlim olan saçaklı yatmaktadır. Saçaklı aslan Maraşlıdır. Şehrimizde Zulmiye ve Zülkadriye medreselerinde ders vermiştir. Öldüğü vakit kendisini efradı ailesi Maraşa götürmek isterlerse de Antepliler vermezler. Antepliler ile Maraşlılar arasında bu hususta birde kavga çıkar ve neticede bu alimi Saçaklıya Antepliler gömerler.