Özgeçmiş

Hasan Fehmi (1874 - 6 Nisan 1909), Osmanlı gazetecisi.

Yazı işleri müdürü ve başyazarı olduğu Serbesti Gazetesi’ndeki yazılarında İttihat ve Terakki yönetimini sert bir dille eleştiren gazeteci, 6 Nisan 1909 günü vurularak öldürülmüş ve Türkiye'de ilk basın şehidi olarak tarihe geçmiştir. Öldürülmesinden sonra gelişen olaylar, İttihat ve Terakki yönetimine karşı gelişen 31 Mart Ayaklanması’nı tetikledi. Öldürüldüğü 6 Nisan günü, Türkiye’de “Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak kabul edilir.

Yaşam öyküsü

Hasan Fehmi Bey'in son fotoğrafı. Osmanlıca yazı: "Şehid muhterem Hasan Fehmi beyin son resmidir"

1874 yılında dünyaya geldi. İstanbul’da Mülkiye Mektebi’ndeki öğreniminin ardından Sultan II. Abdülhamit'in istibdat dönemi baskılarına dayanamayıp Paris’e gitti. Paris’te Prens Sabahattin ve çevresi ile tanıştı. Ardından Mısır’a gitti.

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü. Serbesti gazetesinin başyazarlığını üstlendi. Dönemin radikal yazarlarından birisiydi. İttihat ve Terakki ve Sultan II. Abdülhamit yönetimine karşı sert eleştirilerde bulunuyordu. Yazıları, gazeteye tehdit mektuplarının gönderilmesine sebep oldu ancak o, eleştirilerine devam etti. 3 Nisan 1909'da, ölümünden dört gün önce yayımlanan makalesinde şunları yazmıştı: "Millet bugün kan ağlarken milletin damarlarında eskiden kalmış olan birkaç damla kanı da emmeğe uğraşan rüesay-ı mar tıynet (yılan karakterli acımasız karakterli kişiler) katiyen merhametten, insaftan bir şey anlamıyorlar. Bu cemiyet (İttihat ve Terakki) daha ne vakte kadar böyle mazarrat (kötülük) tohumları saçmakta devam edecektir? Zira cemiyetin fenalığı açlıktan da kıtlıktan da koleradan da ziyade tahribatı mucip oluyor."

6 Nisan 1909 gecesi arkadaşı mülkiye kaymakamlarından Ertuğrul Şakir Bey ile Beyoğlu’nda Engiri Milletvekili Müfit Bey'le görüşmeye giden Hasan Fehmi, Sirkeci'ye dönerken her iki girişinde güvenlik kontrolü yapılan Galata Köprüsü'nde silahlı saldırıya uğradı. Ensesinden girip alnından çıkan kurşun nedeniyle olay yerinde hayatını kaybetti. Ertuğrul Şakir Bey, göğsünden yaralandı. Ertuğrul Şakir'in ifadesine göre, süvari zabiti üniformalı saldırgan kendisine ateş ederken "Al sana da Mevlan" diye bağırmıştı. Bu ifade saldırının gerçekte Serbesti gazetesinin başyazarıyla birlikte sahibi Mevlânzâde Rifat'ı hedef aldığı, karanlıkta gözlüğü ve sakalı nedeniyle benzetildiği için Ertuğrul Şakir'in de hedef olduğu şeklinde yorumlandı. Cinayet aydınlatılamadı. 8 Nisan günü, İttihatçı muhaliflerin bir gövde gösterisine dönüşen büyük bir cenaze töreninin ardından II. Mahmut Türbesi’ne defnedildi.

31 Mart Vakası

Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesini İttihat ve Terakki yönetimine mal eden muhalefet, olaya büyük tepki gösterdi. Cenazede Hukuk Fakültesi öğrencileri Mülkiye öğrencileri ile birleşerek Bab-ı Ali’nin kapısında Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa’dan katillerin bulunmasını istedi. Başlangıçta küçük olan topluluk, Sultanahmet'te bulunan Meclis-i Mebusan binası önüne gelinceye kadar 50 bine ulaştı. Paşanın topluluğa yaptığı konuşmada katilin yakalanması için emir verdiğini söylemesinin ardından "tabii eğer yakalanabilirse" ifadesini kullanması tepki çekti. Kalabalıkta bulunan genç hukuk öğrencisi, geleceğin başyazarlarından Burhan Felek "Buraya edatı şart girmez paşa. Katil yakalanırsa ne demek?" diye bağırdı. 31 Mart Ayaklanması, cenazedeki bu gövde gösterisinden beş gün sonra, henüz Hasan Fehmi’nin katledilmesinin etkisi geçmeden ortaya çıktı. Bu nedenle Hasan Fehmi’nin öldürülmesi, 31 Mart Ayaklanmasının yakın nedeni olarak görülür.

tr.wikipedia.org

Yazılar